canan dagdeviren

GİYİLEBİLİR KALP PİLİNİN MUCİDİ CANAN DAĞDEVİREN

GİYİLEBİLİR KALP PİLİNİN MUCİDİ CANAN DAĞDEVİREN

Canan Dağdeviren (d. 4 Mayıs 1985, İstanbul), Türk fizik mühendisi, Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine (Junior Fellow of Harvard) seçilen ilk Türk. Giyilebilir kalp pilinin mucidi ve birazdan bahsedeceğim buluşların sahibi harika bir bilim insanı.

Canan Dağdeviren’in hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse; İlk ve orta eğitimini Kocaeli’nde yaptı. 2007’de Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Sabancı Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği programındaki yüksek lisans eğitimini 2009’da tamamladı. Aynı yıl Fulbright bursu kazanarak UIUC’da Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümünde doktora eğitimine başladı. Bu süreçte esnek ve katlanabilir, deri üstüne yapıştırılabilir veya giyilebilir elektronik aletler üzerine çalışmalar yaptı. Medikal teknoloji alanında çalışarak pilsiz çalışan giyilebilir bir kalp çipi (PZT MEH) ve cilt kanserini teşhis eden bir cihaz geliştirdi. Forbes’in 30 Yaş Altı Bilim İnsanı listesinde de yer aldı.

Biyomedikal mühendisliği ile ilgili oynatma listemizi de izleyebilirsiniz:

Yaptığı ilk buluşlardan biri bitmeyen kalp pili olmuştur. Bu kalp pili insan enerjisi ile çalışmaktadır. Çalışma prensibi olarak piezoelektriği kullanmıştır. Piezo: basınç uygulamak, sıkıştırmaktır( örn. Çakmak). Kalp yılda 40 milyon kez atıyor ve bu enerji vücudumuz da ısı enerjisi olarak kayboluyor. Canan Dağdeviren de bu enerjiyi bir piezoelektrik ile çalışan esneyebilen, bükülebilen bir alet yapıp kalbin üstüne yapıştırıp oradaki mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürmüştür.

6-7 yılda bir değiştirilmesi gerekilen kalp pilleri, her 7 yılda bir ameliyat olunması anlamına geliyor ki bu da hastalar için oldukça olumsuz bir durumdur. Dağdeviren’in ortaya çıkarmış olduğu bu çalışma ile ameliyatlara gerek kalmadan hastalar kalplerinin veya diğer organlarının üzerine yapıştırılmış, kendilerine hiçbir şekilde zarar vermeyen küçük elastik sistemler ile hayatlarına devam edebilecek. Kalp ve diğer iç organların hareket enerjisinden elektrik enerjisi üretilerek kalp pili şarj edilebilecek. Çalışmalarına piezoelektrik malzemelerden başlayan Dağdeviren, daha sonra bu malzemeyi insan vücuduna entegre ederek yani giyilebilir bir hale getirerek belirli aralıklarla değiştirilmesi gereken kalp pillerini buna gerek kalmadan şarj edebileceğini keşfetmiştir.

Dağdeviren’in ikinci buluşu “obezite tedavisi için sindirilebilen sensör” olmuştur.

MIT’deki araştırmacılar ve Brigham  Kadın Hastanesi ile yutulabilen esnek bir sensör geliştirdi.

Sensör, mide duvarı veya bağırsak astarına yapışarak sindirim sisteminin ritmik kasılmalarını ölçebiliyor.
Bu gibi sensörler, sindirim sistemi yoluyla gıda geçişini yavaşlatan gastrointestinal bozuklukların teşhisinde doktorlara  yardımcı olabilir. Ayrıca mideye baskı yapan yiyecekleri tespit etmek ve doktorların obezite için tedavi gören hastalar tarafından gıda alımını izlemelerine yardımcı olmak için kullanılabilir.

Esnek aygıtlar, mekanik olarak deforme olduğunda akım ve voltaj üreten piezoelektrik malzemeler üzerine kuruludur. Aynı zamanda insan cildine benzer elastik özelliklere sahip polimerler içerirler, böylece deriler uyuştuğunda ve cilt uzandığında gerilirler.

Nature Biomedical Engineering’in 10 Ekim sayısında yayınlanan bir araştırmada araştırmacılar, sensörün domuz midelerinde iki güne kadar aktif kaldığını göstermiştir. Araştırmacılar, cihazın esnekliği, daha katı yutulabilen cihazlara kıyasla daha fazla güvenlik sağlayabileceğini belirtmiştir. Araştırmacılar yaptıkları bu çalışma ile 2.5×2.5 cm ebatlarda yutulabilir algılayıcı rulo haline getirilebilir ve eriyen bir kapsüle yerleştirilip yutulabilir.

Dağdeviren’in üçüncü buluşu ise; “ Parkinson ve Alzheimer için beyne ilaç aktarabilen bir iğne” geliştirmiştir. Dağdeviren, bir programda insan beyninin elektronik devreye benzediğini belirterek, burada bazen kırık noktalar bulunabildiğini söyledi. Dağdeviren “Kırık noktalardan dolayı bazı kişiler parkinson, alzheimer veya ruh değişiklikleri hastalıklarına yakalanabiliyor. Bu hastalar, ilaçları ağız veya damar yoluyla almak zorunda. İlaçlar beyne gidiyor ama vücudun diğer bölgelerine de zarar veriyor” demiştir. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT)  görev yapan bazı akademisyenler bu konuda Dağdeviren’den yardım istemişler ve Dağdeviren de 3 ay içinde bir iğne tasarladığını söylemektedir. Bu iğneyi ilk olarak maymunlar üzerinde denediklerini ve olumlu sonuçlar aldıklarından bahsetmiştir. Ve bu sayede beynin kırık bölgelerine ilaç aktarımı yapabilmiştir.

Dağdeviren, teyzesini meme kanserinden kaybettiğini ve bu son buluşunu onun için yaptığını verdiği bir röportajda bahsetmiştir. “Meme kanserini erken teşhis eden elektrikli sütyen” geliştirmektedir.

Genelde bilim insanlarının doğadan esinlendiğini kaydeden Dağdeviren verdiği röportajlarda; benim yaptığım projeler genelde aile fertlerim veya yakın arkadaşlarımın hastalıklarından esinlenerek yapılmış projelerdir. Şuan üzerinde çalıştığımız bir diğer projemiz olan elektronik sütyeni önümüzdeki yılın başında tamamlayacağımızı düşünüyorum. 5 yıl önce teyzemi meme kanserinden kaybetmiştik, ona söz vermiştim. Meme kanserinde erken teşhis yapabilen bir platform yapıyoruz. Hasta olmanıza da gerek yok. Bilgi alabilmemiz açısından bu proje çok önemli. Vücutla uyumlu, ince, kıvrımlı, esnek ve hassas bir teknolojiyi iç çamaşırımızın, vücudumuzun ve iç organlarımızın bir parçası haline getiriyoruz” demiştir.

 

Son olarak; motivasyonu düşük olduğunda Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham aldığını belirtmiştir. Bizde başarılarının devamını diliyoruz.

Kalp pili ile ilgili yazımızı okumak için: https://lifeofmedical.com/pacemaker-kalp-pili/

 

 

Kaynak

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir