DİYETİSYEN ÇAĞRI KİTİŞ’LE RÖPORTAJ
Bize kendinizden bahseder misiniz?
Adım Çağrı Kitiş. Afyonkarahisar’lıyım.2011 yılında Hacettepe Üniversitesi’nden mezun oldum. 6 yıl Afyon Kocatepe Üniversite Hastanesi’nde çalıştım. Son 6 aydır da öğretim görevlisi olarak Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda çalışıyorum.
İnsanların kilo verirken en sık yaptıkları hatalar neler?
Son zamanlarda televizyon programlarında çıkan Canan Karatay gibi bizim mesleğimizle ilgisi olmayan insanların yönlendirmesiyle yapılan ve popülerleşen protein ağırlıklı diyetler en sık karşılaştığımız problem.
Tek bir besin ögesi tüketilerek yapılan detoks diyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu tamamen bir safsata. Tek bir besinle bu işin olamayacağı aşikar. Diyetlerde alınması gereken enerjinin %50-55’inin karbonhidratlardan, %30’unun yağlardan ve %15-20’sinin de yağlardan gelmesi gerekiyor. Aldığımız besin ögeleri orantılı dağılmalı. Tek bir ürünü günlerce tüketerek yapılan zayıflama sağlıklı bir zayıflama şekli değil.
Sporsuz bir diyetle bölgesel zayıflama mümkün müdür?
Sporsuz, sadece diyetle zayıflama olabilir. Ama bölgesel sıkılaşma için spor kesinlikle şart.
Az su içmek zayıflamaya engel teşkil eder mi?
Az su içmek zayıflamayı engeller. Suyun tokluk metabolizmasında da görevi var. Böbrek fonksiyonlarından ötürü ve metabolizmaya katılması için su içmeye ihtiyacımız var. Bu yüzden muhakkak her kalori başı 1ml su öneriyoruz. Örneğin günlük 2000 kalori alan kişi 2000 ml yani 2 lt su içmeli.
Kilo vermek istediği halde iradesini kontrol edemeyen hastaları nasıl teşvik ediyorsunuz?
Bizim görevimiz sadece danışanlarımızı zayıflatmak değil aynı zamanda onlara psikolojik olarak da destek olmak. Defalarca kilo vermeyi deneyip başaramayan birine, doğru bilgilerle zayıflayabileceğine inandırmak gerekiyor. Bu da diyetisyenin hali tavrı ve bilgi düzeyiyle olacak bir şey. Karşıdaki size inanırsa muhakkak kilo veriyor.
Sizin de bildiğiniz gibi gençlik ve spor Bakanlığı’nın ve sağlık Bakanlığı’nın KYK’larda beslenme ile ilgili ortak bir projesi var. Bu beslenme eğitimini verecek olan kişilerin ikisi de diyetisyen olmayan medyatik yüzler. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Böyle durumların her zaman karşısındayız. Bizim mesleğimizle hiçbir ilgisi olmadığı halde,belki biraz sert olacak ama,bu işin şarlatanlığını yaparak ve yanlış bilgiler vererek para kazanan insanlar var maalesef. Devlet 4 yıllık beslenme ve diyetetik bölümü açmış. Ve bir yerde beslenme konuşulacaksa bunu diyetisyenler yapar.
Peki bu konuda diyetisyenlere ve biz öğrencilere düşen nedir? Ne yapmalıyız?
Hep birlikte olmak gerekiyor her durumda olduğu gibi. Nasıl Kudüs olayı gibi hassasiyet gösterdiğimiz bazı konularda birlik oluyorsak bunda da diyetisyenlerin birlikte olması gerekiyor. Sadece sözle değil eylem ve dilekçe gibi ne gerekiyorsa hep birlikte yapmak gerekiyor.
Bir diyetisyen olarak “bunlar benim evimde bulunmaz, evime giremez” dediğiniz şeyler var mı?
Kesin olarak bunlar benim evime giremez dediğim şeyler kola ve baklava gibi şerbetli tatlılar.
Sayın Çağrı KİTİŞ’e bize vakit ayırıp bu röportajı gerçekleştirdiği için teşekkür ediyoruz.
