binge1

Çağımızın Hastalığı: Obezite

Çağımızın Hastalığı: Obezite

Obezite; vücudun aşırı yağlanması olarak ifade edilir. Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi tanımlamaya yönelik bir indeks formüle etmiştir. Beden Kitle İndeksi (BKİ) olarak adlandırılan bu indeks hastaların kilogram cinsinden ağırlıklarının metre cinsinden boylarının karesine bölünmesiyle hesaplanmaktadır.

vki
Tablo: BKİ’ye göre obezite sınıflaması                                                        

Obezitede bir diğer sınıflama da bel çevresine göre şişmanlık sınıflamasıdır. Erkekte 94 cm, kadında 80 cm üstü hafif şişman; erkekte 102 cm, kadında 88 cm üstü şişman-obez olarak değerlendirilir. Bu değerler tip 2 diyabet, hipertansiyon, dislipidemi ve kardiyovasküler hastalık için yüksek risk göstergesidir.

Ülkemizde de diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi obezite görülme sıklığı gün geçtikçe artmaktadır. Bakanlığımızca yapılan “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010” ön çalışma raporuna göre Türkiye’de obezite sıklığı

Erkeklerde %20,5

Kadınlarda ise % 41,0

Toplamda % 30,3 olarak bulunmuştur.

Toplamda fazla kilolu olanlar %34,6, fazla kilolu ve şişman olanlar %64,9, çok şişman olanların oranı %2,9 olarak bulunmuştur.

Obezitenin oluşum nedenleri

Enerji alım ve harcamasındaki dengesizlik: Şişmanlık ve obezite enerji alımının uzun süre harcanandan çok olması sonucu oluşur. Enerji alımın fazlalığı aşırı yeme, daha çok yağlı ve şekerli besinleri tercih etme şeklindeki yeme davranışından kaynaklanabilir. Yemekten aşırı zevk alan bireyler enerji alımlarını kontrol etmede güçlük çekerler.

fft99 mf5897363

Obezitede en önemli faktör ise enerji harcamasının düşüklüğüdür. İnsan bedeni hareketli yaşamı gerektiren bir yapıdadır. İlkel insan yaşam gereksinmelerini daha çok beden gücüyle yaptığı faaliyetlerden sağlamaktaydı. Teknolojik gelişmeler beden gücünün yerine makineyi getirmiştir. Artık insan akşama kadar tarlada çalışma yerine traktörde birkaç saat içinde işini bitirmekte veya oturduğu yerden düğmeye basarak makineleri çalıştırmaktadır. Bu değişimin sonucu fiziksel aktivite için enerji harcaması düşerken, zenginleşme, enerji yoğunluğu yüksek besinlerin tüketimini arttırmaktadır.

dna

Kalıtım: Çalışmalar vücut ağırlığının genetik kontrol ile yakından ilişkili olduğunu göstermiştir. Genetik etkiler

 

 

bazal metabolizma üzerinde kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Bundan dolayı bazı kişiler obeziteye daha yatkındır. Bu türdeki bireyler kendine uygun diyet alım alışkanlığı kazanır ve fiziksel aktivitelerini arttırıcı bir yaşam biçimi uygulayabilirlerse kalıtımın olumsuz etkisini önleyebilirler.

Ağırlık döngüsü: Diğer bir faktör ağırlık döngüsüdür. Şişman bireyler belirli aralıklarla zayıflama diyeti uygularlar. Diyeti uygulayan birey belirli ağırlığa indikten sonra eski yeme alışkanlıklarına döndükten sonra, yitirdiği ağırlığı daha kısa sürede geri kazanmaktadır. Kazanılan bu ağırlığın yağ oranının daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Bireyler tekrar diyet yaptığında ağırlık kaybı daha zor olmakta ve diyeti bıraktıktan sonra, yağ oranı yüksek ağırlığı daha kısa sürede kazanmaktadır. Bu durum özellikle çok düşük enerji ile kısa sürede zayıflayanlarda görülmektedir.

Obez hastaların yaklaşık %25-30’u depresyon veya diğer psikolojik problemlere sahiptir. Duygusal gerginlik sıklıkla aşırı yeme ile ilişkilidir. Bu kişiler kısa zaman dilimlerinde çok yemek yerler ve bunu yaparken de kontrollerini kaybederler. Obez hastalar, obezite tedavisine başlamadan önce depresyon ve anksiyete yönünden de değerlendirilmeli ve bu problemlerin çözümüne yönelik olarak ilaçla tedaviye veya psikoterapiye başlanmalıdır.

Obezitenin Neden Olduğu Sağlık Sorunları

Obezite; kalp hastalığı, tip 2 diyabet, hipertansiyon, inme, belirli tipte kanserler (endometrial, meme, prostat, kolon, vb), dislipidemi, safra kesesi hastalıkları, uyku apnesi ve diğer solunum problemleri, osteoartrit gibi hastalıklar ile tüm sebeplere bağlı ölüm riskinde artış, kısırlık, duygusal gerginlik ve toplum tarafında damgalanma gibi çeşitli fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açmaktadır.

Obezite ve neden olduğu hastalıklar sonucunda sağlık hizmetleri daha çok kullanılmakta, dolayısıyla sağlık harcamaları artmaktadır. ABD’de yaygın bir problem olan obezite ile doğrudan ilgili harcamalar ulusal giderlerin %5.7’sini oluşturmaktadır. Obeziteye bağlı morbidite ve mortalite nedeniyle oluşan dolaylı harcamalar ise 47.6 milyar dolar olup doğrudan obezite nedeniyle yapılan harcamalardan daha fazla olduğu bildirilmiştir.

Obezitenin Tedavisi

Obezite oluşmadan korunma büyük önem taşımaktadır. Obeziteden korunma, çocukluk çağında başlamalıdır. Çocuk ve adolesan döneminde oluşan obezite, yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle aile, okul ve çevre yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirilmelidir. Obezite tedavisi, bireyin kararlılığı ve etkin olarak katılımını gerektiren, tedavisi zorunlu, uzun ve süreklilik arz eden bir süreçtir. Obezitenin etiyolojisinde pek çok faktörün etkili olması, bu hastalığın önlenmesi ve tedavisini son derece güç ve karmaşık hale getirmektedir. Bu nedenle obezite tedavisinde hekim, diyetisyen, psikolog, fizyoterapistten oluşan bir ekip gerekmektedir.

Obezite tedavisinde amaç, gerçekçi bir vücut ağırlığı kaybı hedeflenerek, obeziteye ilişkin morbidite ve mortalite risklerini azaltmak, bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir.  Vücut ağırlığının 6 aylık dönemde %10 azalması, obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde önemli yarar sağlamaktadır.

Obezite tedavisinde kullanılan yöntemler 5 grup altında toplanmaktadır. Bu yöntemler;

1.Tıbbi Beslenme (Diyet) Tedavisi

Imgs blog figurella dite 1024x688 ms1gkvffxz5mqk7y8w52gdeo19fe36um7t1u6gb22c

Obezitenin tedavisinde tıbbi beslenme tedavisi anahtar rol oynamaktadır. Obezitede beslenme tedavisi ile: Vücut ağırlığının, boya göre olması gereken (BKİ= 18.5 – 24.9 kg/m2) düzeye indirilmesi hedeflenmektedir. Beslenme tedavisi kişiye özgü olduğundan gazeteden, sosyal medyadan veya arkadaştan alınan düşük kalorili/besin ögesi yönünden dengesiz diyetler uygulanmamalıdır. Bu tarz diyetler hızlı kilo kaybının ardından, yukarıda da açıkladığım gibi, kişiyi ağırlık döngüsüne sokarak daha fazla yağ şeklinde kilo almasına sebep olmaktadır. Beslenme tedavisi için gerekli sağlık tetkiklerini yaptırdıktan sonra diyetisyenlerden yardım alınmalıdır.

2.Egzersiz Tedavisi

egzersiz 1 691x576 1Egzersiz tedavisinin ağırlık kaybını sağlamadaki etkisi halen tartışmalı olsa da, fiziksel aktivitenin yağ dokusu ve karın bölgesindeki yağlanmayı azalttığı, diyet yapıldığında görülebilen kas kütle kayıplarını önlediği kesin olarak kabul edilmektedir. Egzersiz tedavisi ile, tıbbi beslenme tedavisini destekleyici nitelikte bireylerin ağırlık kazanımları engellenebilmekte, zayıflama ve tekrar ağırlık kazanmanın önlenmesi sağlanmaktadır.

Günde en az 10.000 adım ya da haftalık en az 150 dakika fiziksel aktivite önerilmektedir.

3.Davranış Değişikliği Tedavisi

0x0 9Vücut ağırlığının denetiminde davranış değişikliği tedavisi, fazla ağırlık kazanımına neden olan (hızlı yemek yeme, gece yeme davranışı vb.) yemek yeme ve fiziksel aktivite ile ilgili olumsuz davranışları olumlu yönde değiştirmeyi veya azaltmayı, olumlu davranışları ise pekiştirerek yaşam biçimi haline gelmesini amaçlayan bir tedavi şeklidir.

4.Farmakolojik Tedavi

ilac farmakolojik tedaviObezite tedavisinde kullanılacak ilaçlar hafif ve orta derecede ağırlık fazlalığı olan bireyler için uygun değildir. Kullanılan ilaçların, sağlık yönünden güvenirliliğinin saptanmış olması, obeziteye neden olan etiyolojiye uygun bir etki göstermesi, kısa ve uzun dönemde önemli yan etkisinin olmaması ve bağımlılık yapmaması ve bu tür ilaçların mutlaka hekim tavsiyesi ve kontrolünde kullanılması gerekliliği büyük önem taşımaktadır.

Obezite tedavisinin başarılı olması için hastanın ilaç tedavisinin yanı sıra tıbbi beslenme tedavisi ve egzersiz tedavisini sürdürmeyi kabul etmesi ve düzenli olarak kontrollere gelmesi gerekmektedir.

5.Cerrahi Tedavi

kans2Obezitede cerrahi yaklaşım temelde ikiye ayrılır. Besinlerle alınan enerjinin azaltılmasına yönelik bariatrik cerrahide hedef, besinlerin gastrointestinal sistemde emilimlerini azaltmaktır. Bu amaçla bypass, gastroplasti, gastrik bantlama, gastrik balon vb. yöntemleri kullanılır. Rekonstrüktif cerrahide ise amaç; vücudun çeşitli bölgelerinde lokalize olmuş mevcut yağ dokularının uzaklaştırılmasıdır.

Bu tedavi estetik ağırlıklıdır ve eğer hasta obezite tedavisinin gereklerini yerine getirmezse yağ birikimi tekrar gerçekleşmektedir. Obezite cerrahisi BKİ’si 40 üzerinde olan bireylere uygulanmaktadır.

Kaynaklar

  • Baltacı, Gül. “Obezite ve Egzersiz.”Sağlık Bakanlığı Yayınları, Ankara (2008).
  • Bahçeci M. Obezite. In: TEMD Obezite, Dislipidemi, Hipertansiyon Çalışma Grubu eds. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Hipertansiyon, Obezite, ve Lipid Metabolizması Tanı ve Tedavi Rehberi. 2011, Ankara, Miki Matbaacılık, pp: 50-80.
  • Han TS, van Leer EM, Seidell JC, Lean MEJ. Waist circumference action levels in the identification of cardiovascular risk factors: prevalence study in a random sample. British Med J 1995;311:1401-5.
  • Lean MEJ, Han TS, Morrison CE. Waist circumference indicates the need for weight measurement. British Med J. 1995;311:158-61.
  • beslenme.gov.tr
  • Baysal, Ayşe. “Beden Ağırlığının Denetimi.”Diyet El Kitabı (2002): 39-64.
  • Sansone RA, Sansone LA, Wiederman MW. The relationship between obesity and medical utilization among women in a primary care setting. Int J Eat Disord 1998;23(2):161-7.
  • National institutes of health, national heart, lung, and blood institute. clinical guidelines on the identification, evaluation and treatment of overweight and obesity in adults. Evidence Report: NIH Publications No 98-4083, 1998.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir