PROBİYOTİKLER VE PREBİYOTİKLER

1. Probiyotik Mikroorganizmalar

”Pro” ve ”biota” iki kısımdan meydana gelen probiyotik terimi ”yaşam için” anlamı taşımaktadır. Probiyotikler canlı bakteri içeren sağlığa faydalı yiyecekler olarak tanımlanır. En yaygın kullanılan probiyotikler Laktobasillerdir. Probiyotikler patojen mikroorganizmaların ortadan kaldırılması veya inhibe edilmesi gibi birçok yolla gerçekleştirilmektedir. Probiyotik mikroorganizmalar, safraya dirençli olma, insan kaynaklı olma, doğal floraya adapte olabilme, patojen ve toksijenik olmama, bağırsak hücre epiteline tutunabilme, antimikrobiyal özellikte salgı yapabilme, gastrointestinal sistemde geçici olarak kolonize olabilme gibi özelliklere sahip olmalıdır.

1.1. Probiyotik Mikroorganizmaların Etki Mekanizmaları

Probiyotik bakterilerin beslenme ve sağlık açısından önemli diyetetik ve terapotik özelleri vardır.

1.2. Gastrointestinal Hastalıklar

Probiyotikler gastrointestinal enfeksiyonların önlenmesi ve bağırsak florasının tekrar oluşturulması için daha fazla kabul görmektedir.

İshal : Beş yaşın altındaki çocuklarda ve gelişmekte olan ülkelerde görülen ciddi bir hastalık olan ishal ölüm nedenlerinden birini oluşturmaktadır. İshal miktar ve defekasyon sıklığının artması ve genellikle dışkının normal şeklinin kaybolması olarak tanımlanır. İshalin tedavisinde gelişmekte olan ülkeler probiyotik kullanımının önemini vurgulamaktadır. Yapılan bir çalışmada probiyotik kullanımı ishal gelişme riskini dört kat azalttığını göstermiştir.

Kolon Kanseri : Kanser tanılarında Amerika Birleşik Devletleri hem kadın hem erkekler üzerinde ikinci sıradadır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda probiyotik kullanımı kanser riskini azalttığını göstermiştir.

Alerji : Alerjik reaksiyonlar üzerine olan etkisi sebebiyle üzerinden durulan konu yoğurt ve laktik asit bakterileridir. Probiyotikler, intestinal geçirgenliğin düzenlenmesinde, barsak immünolojik
bariyer fonksiyonunun düzelmesinde, lokal veya sistemik allerjik inflamasyonda etkili olup intestinal inflamatuvar yanıtı azaltan pro inflamatuvar sitokinlerin oluşumunu azaltırlar.

2. Prebiyotik Mikroorganizmalar

Prebiyotikler kolondaki bir veya daha fazla bakterinin üremesi, aktivitesini teşvik ederek konakçıya faydalı olan sindirilemeyen gıda içerikleri olarak tanımlanır. Prebiyotiklerden şu ana kadar belirlenmiş sindirilemeyen karbonhidratlardır ve aralarında inülin, laktuloz ve bir dizi oligosakkaridlerde bulunur. Prebiyotik özellik taşıyabilmesi için besin bileşeninin konakçının sağlığı üzerinde olumlu etkilerinin olması, sindirime dirençli olması, bakterilerin çoğalmasını uyarması gibi olumlu etkideki özellikleri taşıması gerekir.

Prematüre bebek mamalarında frukto- ve galaktooligosakkarit eklenmesi bifidobakterilerin
çoğalmasını uyarır, yumuşak ve sık dışkılama sağlar. Ağızdan beslenme ile bağırsak toleransını arttırmada da prebiyotikler kullanılır. Prebiyotiklerden zengin enginar ve hindibadır.

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmada inülin, oligofruktoz, gluko-oligosakkarit ve galaktooligosakkaritlerin
özellikle kalsiyum ve magnezyum emilimini arttırdığına göstermektedir. Özellikle kalsiyum emilimine katkısı vardır. Fakat demir, magnezyum ve çinko emilimi üzerinde yeterince çalışma yoktur. Bir küçük boy muz, küçük boy soğan ve sarımsak günlük prebiyotik gereksinimini karşılamaktadır.

 

Kaynak : http://dergipark.gov.tr/download/article-file/305079

 

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir