ÖDEM VE PATOFİZYOLOJİSİ

Ödem Nedir ? 

  Ödem, deri ve diğer dokularda, hücreler arası boşlukta (interstisyel aralıkta) normalde bulunması gerekenden daha fazla vücut sıvısı bulunmasıdır.

  Sağlıklı bireylerde vücut sıvıları bazı doğal etkenler ile belirli alanlarda bulunurlar. Bu alanların başlıcaları; kan damarları, hücreler, hücreler arası boşluk, beyin omurilik boşluğu, karın boşluğu, akciğer, kalp zarı, eklem içi gibi alanlardır.

Ödemin Başlıca Belirtileri Nelerdir?

• Şişmiş, gerilmiş ve parlak cilt yüzeyi,
• Birkaç saniye basıldıktan sonra çukur kalan cilt,
• Ayak bilekleri, yüz, karın veya gözlerde şişlik,
• Ağrıyan vücut bölümleri ve sert eklemler,
• Kilo alımı veya kaybı,
• El ve boyun damarlarında belirginleşme.

ödemin başlıca belirtileri arasında sayılabilir.

Vücut sıvılarının bu boşluklarda bulunmasına etki eden doğal kuvvetler ise şunlardır:

1) Doku Direnci: Dokuların bütünlüğünü ifade eder. Doku bütünlüğünün herhangi bir nedenle bozulması (yanık, vurma-çarpma, damar genişletici ilaçlar vb…) sıvının yer değiştirmesine ve ödeme yol açar. Örneğin; kafamızı bir yere çarpınca şişer. Şişmesinin nedeni o bölgede doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Bazı tansiyon düşürücü ilaçlar ve varisler benzer şekilde doku direncinin azalmasına yol açar ve sıvının yer değiştirmesi ile ödem oluşur.

2)Hidrostatik Basınç: Sıvıların oluşturduğu basıncın adıdır. Herhangi bir damarda olması gerekenden daha fazla sıvı bulunursa, sıvı dokuların direncini kırarak etrafına sızmaya ve ödem oluşturmaya başlar. Böbreklerin yeterli çalışmaması sonucunda vücutta su birikir. Bacaklarda, göz kapakları etrafında, karında, hatta akciğer ve diğer dokularda sıvı birikir.

Ayrıca kalp yetersizliği gelişirse, kan yeterince pompalanamaz ve bacaklar başta olmak üzere sıvılar nedeniyle artan hidrostatik basıncın etkisi ile damar dışına sızar ve ödem oluşur.

3) Onkotik Basınç: Başta albumin olmak üzere proteinlerin sıvıyı damar içinde tutmasına yol açan basınçtır. Albumin miktar olarak azalırsa onkotik basınç azalır; kan sıvısı yani plazma damar içinden damar dışına sızar ve dokular arasında, karın boşluğu ve akciğer zarları arasında birikir.

Ödem en çok hangi hastalıklarda oluşur?

1) Kalp Yetmezliği: Kalp kası yeterince güçlü kasılmazsa yani kalp yetersizliği oluşursa, kan vücutta dolaşması için atar damarlara pompalanamaz ve yer çekimine bağlı olarak önce ayak bileği etrafında ve bacaklarda; daha sonra kalçalar üzerinde, karın içinde ve daha ileride akciğerde sıvı birikmesine yani ödeme yol açar.

Kalp akut olarak yetersizliğe girerse akciğer ödemi denilen durum gelişir ki tedavi edilmezse ölümcül bir durumdur.

2) Böbrek Hastalıkları: Böbreğin kanı yeterince süzememesi, suyun birikmesi ve hidrostatik basıncın artması ya da böbrekten protein kaçağı olması (Glumerulonefrit, nefrotik sendrom) nedeni ile onkotik basıncın düşmesi ödeme yol açar. İlk durumda ödem, kalp yetmezliğinde olduğu gibi öncelikle ayak bileği ve bacaklarda gelişirken, böbrekten protein kaçağı durumunda ayak bileğine ilaveten özellikle sabahları göz kapağı etrafında ve yüzde de ödem gelişir.

3) Karaciğer Hastalıkları: Karaciğer yetersizliği yani sirozda, albümin yapılamaması nedeni ile onkotik basınç düşer ve kan plazması damar dışına sızarak ödeme neden olur. Siroz hastalarında bacaklarda, karında belirgin su toplanması, diğer adı ile assit oluşur.

4) İlaçlar: Vücutta su ve tuz tutulmasına yol açarak hidrostatik basıncı artıran ya da damar duvarlarını genişleterek doku direncini azaltan ilaçlar ödeme yol açar. En çok bilinenler hipertansiyon tedavisinde kullanılan bazı kalsiyum kanal blokerleri; kadınlık hormonu östrojen, kortizon, bazı romatizma ilaçları gibi ilaçlardır.

5) Varisler: Bacaklardaki toplardamarlar bacakları besleyen kanın geri kalbe dönmesini sağlar. Eğer bu görevlerini yapacak şekilde yapısal bozukluklar olursa kan sıvısı yani plazma damar dışına sızar ve bacaklarda ödeme yol açar. Ayrıca aynı damarlarda gelişen flebit tablosu da uzun süreli ödemlere yol açabilir.

6) Lenf Ödem: Vücutta bulunan ve hemen hemen tüm vücutta dolaşan sıvılardan biri de lenf olup lenf damarlarında bulunur. Lenfatik akımda herhangi bir nedenle akım engellenirse lenf sıvısı damar dışına sızar ve ödeme yol açar.

Diğer nedenli ödemlerden farklı olarak lenf ödemleri serttir. Yani üzerine bastırınca çökmez. En çok bilinen şekli meme kanseri nedeni ile ameliyat olan hastalarda kollarda gelişen ödemdir. Ayrıca herhangi bir nedenle lenf düğümünün kanser hücresi ya da başka nedenle bozulması da lenf ödemine yol açabilir.

Özellikle bir uzuvdaki tek taraflı ödem varlığında lenf akımını bozan bir kanser olabileceği ya da lenf bezlerine yukarıdan bası yapan bir kitle olabileceği düşünülmelidir ve o yönden araştırma yapılmalıdır.

Ödem Yapan Diğer Nedenler:

Hipotiroidi: Tiroid bezi yetersiz çalışırsa, birçok organın fonksiyon bozulması ile birlikte vücutta su toplayan bazı maddelerin birikmesine neden olarak ödeme de yol açabilir.

Premenstruel Gerilim: Kadınlarda regl dönemi öncesi gelişen aralıklı ödem durumudur. Çeşitli hormonların salınımındaki dengesizlik nedeniyle geliştiği tahmin edilmektedir. Regl döneminden 4 ila 10 gün önce başlayan karında şişkinlik, bacaklarda, kollarda ve memelerde ödem ve ağrı gelişimiyle tespit edilir.

Gebelik: Gebelikle gelişen hormonal değişiklikler nedeni ile vücudun su-tuz tutması, yaygın ödem ve büyüyen rahmin pelvis içinden geçen büyük toplardamarlara baskı yapması nedeni ile bacaklarda varisler ve ödem sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.

Romatoid Patolojiler: Romatizmaların çoğunda inflamatuar (iltihabi) süreç nedeni ile eklem içindeki sıvı miktarı artar. Ayrıca eklem çevresi yumuşak dokularda da ödem görülebilir. Ayrıca bazı ağır romatizmalar böbrekleri ve kalbi etkileyerek vücuttan albümin kaybı ya da su-tuz tutulmasına neden olarak ciddi ödem oluşumuna yol açabilir.

Özellikle uzuvlardaki tek taraflı olan ödemler;

yaygın ödemler ve ilave yakınmaları olan olgularda

mutlaka sistemik bir neden olup olmadığı

araştırılmalıdır!

Ödem nasıl tedavi edilir?

Öncelikle ödemi yapan neden saptanıp onun tedavi edilmesi gereklidir. Genel olarak ödemi çözmenin en kolay yolu vücuttan sıvıyı uzaklaştırmaktır. Bu amaçla hekimlerin en çok kullandığı ilaçlar diüretikler yani idrar söktürücü ilaçlardır.

Hastanın kendi başına çeşitli idrar söktürücü maddeler kullanarak vücuttan ödemi atmaya çalışması doğru değildir. Çünkü kontrolsüz olarak bu ilaçların kullanılması; vücuttan fazla sıvı kaybı, başta sodyum ve potasyum olmak üzere, elektrolitlerin kaybolmasına ve hastanın önemli zararlar görmesine yol açabilir. Zorunlu olarak diüretik kullanan hastaların aralıklı hekim kontrolünden geçmeleri, potasyum sodyum gibi elektrolitlerine düzenli baktırmaları gereklidir.

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir